Erdal Akyol, Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde Jose Mourinho ile Okan Buruk arasındaki gerilimi yazdı...

Geçtiğimiz akşam Dünya derbilerinin ilk sıralarında yer alan Fenerbahçe ve Galatasaray maçı vardı. Tribünlerde olmayan taraflı veya tarafsız tüm futbolseverler televizyon başındaydı. Büyük bir olasılıkla, sonucu karakolda bitmeyen, fair play ruhuna yakışır güzel bir futbol seyri tüm izleyenlerin ortak dileğiydi. Son dakikalarına kadar da öyle oldu. Ne var ki bitiş düdüğüne yakın anlarda ve maç bitiminden sonra sahalarda görmeyi istemediğimiz olaylara şahit olduk. Maalesef, söyleseler inanmayacağımız görüntüler de Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho’dan geldi.

Mourinho ne yaptı?
Karşılaşma sona erdi. Oyuncular, teknik ekipler ve onlarca güvenlik güçleri saha içindeydi. Ekranda Mourinho ve Buruk aynı karedeydi. Mourinho arkadan yaklaşarak, arada bulunan İrfan Can Kahveci’ye rağmen, uzanarak Okan Buruk’un yüzüne fiziksel müdahalede bulundu. Akabinde Buruk yere yığılırken Mourinho, Kahveci, Muslera ve güvenlik güçleri tarafından olay yerinden uzaklaştırıldı. Yerde kalan Buruk’la ilk ilgilenen de Kahveci oldu. Az sonra Buruk ayağa kalktı. Ciddi bir yaralanma yoktu.

Mourinho’nun fiziki hareketini küçümseyen, hatta sempatik bile bulan varsa yanılıyor. Aslında bu davranış biçiminin hakaret ve taciz olduğunu çağımızın dev ansiklopedisi Google’a sorabilir ve öğrenebilir.
T24’ten Berna Abik’in makalesinden alıntıyla kısaca anlatayım.
Mourinho’nun Portekizli olduğunu biliyorsunuz. Portekiz kültüründe burnu hafifçe sıkmak çocuklara yapılırsa yanak sıkmayla eş değer, şefkatli bir jest gibi görünüyor. Fakat, bir yetişkine yapılıyorsa alay ya da rahatsız etme, aşağılama amacı taşıyor. Bu tarz hareketler Latin kültürlerinde zaman zaman maço bir tavır, hatta bir tür “dominasyon” göstergesi olarak da algılanabiliyor.
Özellikle Portekiz gibi futbola tutkuyla bağlı bir ülkede, bu jest sahadaki mücadele kadar saha dışındaki savaşa da işaret edebiliyor.
Portekizce ismi bile var: Apertar o nariz de alguém.
Yani, hiç de masumane değil. Tam tersi şiddet ve hakaret içeriyor. Fiziksel rahatsızlığı da cabası…

Ne kadar Fenerbahçeli dost ve arkadaşım varsa çoğu eğitimlidir ve böyle görüntüleri eminim ki hicapla izler, tasvip etmez. Normal seviyelerde kültüre sahip hiçbir insan da aksini düşünemez zaten. Fakat asıl şaşırtıcı olan, Mourinho gibi Avrupa kültürüne sahip bir yetişkinin yakışıksız davranışıdır. Düşünsenize, yüksek değer olarak gördüğümüz “Avrupa Kültürü”ne sahip biri, böyle bir ayıba imza atabiliyorsa yurdum insanının cahili ne yapmaz?

Cahil deyince aklıma, Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında geçtiğimiz sezon oynanan maçta* sahaya giren üç beş kendini bilmez fanatik taraftarın neden olduğu tatsızlık geldi. Bu ayıp beni o kadar utandırmıştı ki, aylardır balkonumda asılı olan büyük boy orijinal Trabzonspor bayrağımı indirip, katlayıp, dolaba kaldırmıştım. O talihsiz olay gündeme düştükten sonra en aklı başında dostlarımın bile, “Hepiniz pisliksiniz” gibi paylaşımlarına maruz kalmak daha da yıkıcı olmuştu benim için. Bilirsiniz, sosyal medyaların kendine özel algoritması vardır. En yakınlarınız başta olmak üzere dar bir çember içindeki iletileri görürsünüz. Dolayısı ile ilk olarak dost ve arkadaşlarımın paylaşımlarını görmüştüm. Hepsinin okumuş, yazmış, beyefendi (!) seviyesinde olmaları gerekiyordu.
Hele, içlerinde biri vardı ki, şaşkınlıktan küçük dilimi yutmuştum. Yıllanmış avukattı arkadaşım. Cumhuriyetçi ve sosyal demokrattı. Profiline baktığında Fenerbahçe konulu haricindeki tüm paylaşımları ağır ve oturaklı. Paylaşımındaki görseli siz de hatırlarsınız. Arkadan çekilmiş ve yüzlerin görünmediği bir kare. Bright Osayi-Samuel üstte, sağ eli havada, yumruk kıvamında. Kim olduğu net belli olmayan ama Trabzonsporlu olduğu kesin sivil giyimli iki kişi altında. Resim zaten kendini anlatıyor. Bir futbol sahasında, eminim ki aklı başında kimsenin görmek istemeyeceği, gördüğünde yüzünün kızaracağı enstantanelerinden biri. Avukat arkadaşın yazdıkları ise resimden daha korkutucu. Resimdeki şiddet bile yanında masum kalır. En kibar cümlesi, “Yoğurtçu parkında heykelini hazırlayın”. Bir de cümle sonunda gülücük kondurmuş. İnanılır gibi değil! Bu paylaşımı yapan Türkiye Cumhuriyeti’nden hukuk diplomalı, baroya kayıtlı elit bir avukatı (!)…

Birkaç gün önceki yüz kızartıcı olayın kahramanı ise bambaşka bir seviyede. Portekizli eski profesyonel futbolcu ve ülkemizin güzide (!) takımlarından Fenerbahçe’nin teknik direktörü. İngiliz medyası tarafından "The Special One" (Özel Biri) olarak adlandırılan, gelmiş geçmiş en donanımlı, hatta yaygın olarak tüm zamanların en iyi teknik direktörleri arasında kabul edilen, tam adıyla ve sanıyla: José Mário dos Santos Mourinho Félix!..

Fuzûlî ne de güzel söylemiş**, “Mey biter saki kalır. Her renk solar hakî kalır. İlim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır”
Keşke Gazel’deki*** gibi, “Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ” olsaydı…

-----------------------------------

* 17 Mart 2024’te, Trendyol Süper Lig'in 30. Haftasında Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında oynanan maç
** Bu sözü Osmanlı Dönemi Türk divan şairi Fuzuli’nin söylediği rivayet edilir. Aksi bile olsa sözün doğruluğu tartışılamaz bir gerçektir.
*** Asıl ismi Mahmud Abdülbâki olan Türk edebiyatının değerli şairlerinden Bâkî’nin Gazel adlı şiirinden alıntıdır.